Salı, Aralık 26, 2006

Efe annesinin gozlugunu begenmemis:)))


Soyleyis tarzi da cok hos gulerek"anne senin gozlugunu begenmedim, uzgunum:)))"

Pazartesi, Aralık 25, 2006

Efe ile cumartesi dialoglari (23/12/2006)

1-Efe-Anne kitabimi verir misin ustunde balik resmi olan
Sibel-al annecim, bak bunu da yeni aldim
Efe-A bunda da balik resmi var
Sibel-evet annecim kitabin markasi "ucanbalik" da ondan hepsinde balik resmi var ( bu arada uzerinde kocaman Velinin topu,ya da ben kimim de kocaman kiz var ama Efecik ille de kucuk detayda:)Efecim ya balik hic ucar mi di mi?:)ve Efe'den annesini dumura ugratan cevap hem de gulerek dalgageciyor yani-balik ucaga biner ucar!!!!
2-Efe arka arkaya bombaliyor
Efe-anne su ne demek?
Saskin anne- ee kem kum susadiginda icilecek icecek
Efe-anne duvar ne demek?
Daha saskin anne-eee odalari birbirinden ayiran taslar
Efe-ama binalari da di mi?
Anne-???tabi annecim
Efe-anne perde ne demek?
Ha ha bu biraz daha kolay diye sevinen anne-camlari orten ortu annecim
Efe-ortu ne demek "o zaman"?Birazdan tasavvufi sorulara gecerse diye konsantrasyonu bozulmus anne-Birseyin ustunu kapatmaya yarayan sey
a evet kumas...ve konuyu dagitmaya calisan anne devam eder annecim sana
kek yapayim mi???
Posted by Picasa

Salı, Aralık 05, 2006

Salı, Kasım 28, 2006

Efe'nin hafızasına maşallah:)


Grafiker mi,reklamcı mı olacak bilmiyoruz ama Efe biraz logo marka takıntılıdır. 1,5 yaşındayken bildiği CarrefourSa,ChampionSa (Bu arada LasSa,Teknosa nerede Sa görse Sa'ları gösterip hepsine market diyordu o zamanlar, Sabancı görse gurur duyardı heralde:)Migros,Shell'e,ATV'ye her geçen gün yenilerini ekledi ve eklemeye de devam ediyor gözlemci oğluşum:)Kasım 2006 sonu itibariyle logolarını görür görmez isimlerini söylediği markalar:

Beşiktaş,Turkcell,Avea, BMW,Opel,Tansaş,Carrefour,Migros,Adidas,Samsung,Arçelik,Beko,Bosch,IKEA,Vestel,Pınar(Pınar'ın dışında hiçbir marka süt içiremezsiniz:),Ülker,HP(eyçpi demiyor ama:) annenin bilgisayarından diyor foto kağıdının arkasında bile görse...)Sony Vaio ( bunu da yaklaşık 6-7 ay önce TVdeki spikerin önünde görüp dayı dayı diyor ne olduğunu anladığımızda şok olmuştuk,spikerin önündeki laptopi gösterip dayınınkinden diyormuş:))))Johnson Baby,Burger King,McDonalds,ATV,TRT4,Baby Tv,Kanal D,Shell,Opet,Fener, Baymak Kombi, GS ve Güral porselen çalışanının çocuğu olarak artık Efe de restoranda ya da misafirlikte tabağı kaldırıp altına bakıyor Güral ise Güral diye bağırıp babamlar yapmış diyor:))))

Bildiği renkler:siyah,beyaz,kırmızı,mavi,yeşil,turuncu,sarı,pembe,mor

Bildiği rakamlar:1,2,4,5,7,8,0:)

Çarşamba, Kasım 22, 2006

EFE okulunda...










Sevgilisi Elif öğretmeni ile bakışlara bakar mısınız:))))

Çarşamba, Kasım 15, 2006

2.Evimiz Gülen Yunus'tan sevgilerle...


Sevgili öğretmenlerimiz Çiğdem Kocaman ve Elif Geçit'e teşekkürlerimizle...

Canımız EFE Oğlumuz;

Sevgili Oğlum o kadar küçüktün ki seninle tanıştığımız zaman, popon bezli, ağzında emziğin, uzun lüle lüle saçların, kocaman bir göbeğin, yanaklarında ki inanılmaz güzel gamzelerin ve hep gülen Kocaman Güzel Gözlerinle sevgili annen seni bize emanet ettiğinde…

Seni ilk tanıdığımız zaman annen seni anneannen ile birlikte bize getirmişti, güzel bir yaz günüydü… 10.07.2005…

Annen ve anneannen ile uzuuuunnn uzun sohbet ettikten sonra:) sana kendi çocuğumuz gibi kol kanat gereceğimize, seni hep seveceğimize, seni hep koruyacağımıza, sana sevgi ve şefkat göstereceğimize onlara söz verdik. Onlar bize güvendiler ve seni bize emanet ettiler, bu vesile ile onlara bir kez daha ben Çiğdem öğretmenin, Elif öğretmenin ve Orhan deden teşekkür ediyoruz…

Seninle ve diğer arkadaşların ile tanıştığımız andan itibaren tek şey için büyük çaba gösterdik; Sevgiden, şefkatten, sıcak bir aile ortamından gün içerisinde mahrum kalmamanız…

Okulda en sevdiğin arkadaşların; Can, Umut, Altan Kılıç… Gerçi Altan Kılıç ile “ne senle ne sensiz” durumları yaşasanız da ayrılmaz bir “Dörtlü” oldunuz:)bazen inanılmaz güzel oynadınız, birbirinizden çok şey öğrendiniz, bazen onlar senin tadına baktı, özellikle o tombik güzel yanakların Can’a çok çekici geldi… Bazen de sen onları ellerinden tutup, büyük oyun evinin içine sokup…:)!! Sevdin:)!! Ama burayı gerçekten sevmen için elimizden geleni yaptık ve galiba da başardıkJ sonra sevgili babanı askere gönderdik veee bir süre ayrıldık:( ama bir gün… annen, baban ve sen çıkageldiniz inanamadık, çünkü bizim bebeğimiz gitmiş yerine bir delikanlı gelmişti, değişmeyen tek şey O Kocaman Güzel Gözlerin ve Gamzelerin… zaman çabuk geçiyor ve büyüyorsunuz hem de bazen biz farkına varmadan hızla büyüyorsunuz… şimdi yine Elif öğretmeninle beraber 3-4 yaş grubu öğrencisi oldun ve sana öğretmek istediğimiz ne çok şey var… akıllı, zeki, inanılmaz hafızası olan, görsel zekası önde, mutlu bir çocuksun…

Ben dualarımda çocukları hiç unutmuyorum ve hep şöyle dua ediyorum; “Yolunuz açık olsun, sevgi, şefkat ve merhamet yanı başınızda olsun, ömrünüz sağlıklı ve uzun, aileniz hep yanınızda olsun, sağduyu, sevgi, saygı ve dürüstlük ilkeniz olsun…”

Seni Seviyoruz…
Çiğdem Öğretmenin…
Gülen Yunus Çocuk Evi 15.11.2006

Not: Üstte yer alan resim; Elif öğretmenin tişörtünün altından görünen o kocaman göbeğini şapır şupur öptüğü hallerinden… okulda çekilmiş ve hala sakladığımız resmin

***************************************************************************
Canım oglum hatırlıyorumda; okula ilk geldıgınde daha kücücüktun zıbınınla ortalıklarda dolasıp etrafa gülücükler dagıtıyordun. Şimdi kocaman oldun ama benim gozumde hala ılk gorüste “AMAN TANRIM KIM BU COCUK” dedıgım EFEMSIN :)ve ben de senın hala ŞEVGILINIM:) SENİİİİİİİ COK SEVIYORUMMMMMMMMMM KUCUK ŞEVGILIMMMMMMM
Elif Öğretmenin….

Pazartesi, Kasım 13, 2006

Efe'nin saçları kesildiiiii Kasım 2006













Dilekciğim verdiğim sözü tutuyorum :)
Allah iyiligini versin emi Sibel, ben bastan neredeyse sonuna kadar cocugu sunnet ettirdiniz diye okudum. Aksam bu saatler ve karanlik yaramadi bana herhalde.. Efecik universite caglarinda kupe takip saclarini uzattigi zaman bu mesaji okumasini isterdim... Sevgiler,> Dilek - Topikom
kestirdik veeeee erkek olduuuuk:)))
hersey sessiz sedasiz oldu bir anda yeter artik dedim ve kestirdik cunkuartik diger cocuklarin da Efe'nin erkek oldugunu bilmeleri gerekiyorduozellikle kizlarin Efe'nin erkek oldugunu algilamasi gerekiyordu malum aşk yaşı 3-4 geliyor:)))veee gidip saclarimizi kestirdik artik hicbir tezgahtar, kiz elbiseleri cikaramayacak ben ama erkek dedigimde sanki ben salakmisimgibi kirmizi pembe elbiseleri gosterip israrla hayir hayir bunlar kizelbiseleri diyemeyecek:)))ben de gulerek "ama O erkek" deyip Efe'yi gostermeyecegim.Ilk baslarda kiz mi erkek mi sorulari geliyordu ama son zamanlarda sormaya gerek duyulmuyordu dogrudan aman ne tatli kiz boyle,kucuk hanim ne alirlar vb vb daral gelmisti artik cinsel kimlik yasini da dusununce kestirdik kurtulduk ama yengesi diyor ki yine de sorarlarsa sasirma oyle kiz guzeliymis ki oglumuz hani kiz cocuklarinin sacini kisacik kestirilrer sonra da kiz oldugu belli olsun diye kupe takarlar ya onu andiriyor diyor:))))

Tower Bridge ve EFE

 Posted by Picasa

Efe St.James's Park'ta

Kuşlar, sincaplar, yemyeşil, tertemiz bir alan tabi Efe coştu






Efe'nin bu National Art Gallery önündeki göbeğini iterek boy gösterdiği fotoğrafa ne zaman baksam benim de annemle birlikte Toroslar'daki resmim geliyor gözümün önüne biran önce o resmi de scan edip koymalıyım yanyana:)
bayramda gittiğimde annemlerde aradim buldum iste o resim:) ayrica Londra'daki resimde yanimda yegenim Utku,Toroslardaki resimde sagdaki Erdener abimin ogludur:)

Efe Trafalgar Meydanı'nda tam boyuna göre bir demir buldu ya basladi sallanmaya afacan:) Posted by Picasa




Ekim 2006 EFE Londra'da - London Eye




London Eye'da biraz tırsmış gözükse de Allah'tan cok uzun surmedi bu korku ve keyfini çıkardı.
Veeee London Eye ile ilgili en unutulmaz anımız :)))tabi ki Efe'nin çiş meselesiydi ama tabi ileri görüşlü babamız yanımıza bos bir su şişesi almayı akıl etmişti







Cuma, Eylül 08, 2006

Askerlik Bittiiiiii :))) 16/09/2006


Veee Babamizi almaya Tekirdag'a gittik... Kapi calmasina firsat veremezdim cunku saatler gecemezken oyle evde oturup bekleyemezdim biz gittik almaya yolda surekli telefonlasiyoruz 1 saat sonra oradayiz, yarim saat sonra oradayiz,15 dk sonra oradayiz derken geldik cikis kapisina kapida bir izdiham ugurlamaya gelen arkadaslari arabayi parkettik ve Efe elimi birakip kostu babasina sarilmaya (ki normalde her ziyarette ilk 3-4 dakika bir cekingenlik vardi babaya ama bu sefer farki farketti tabi cocuk:)bu arada arkadaslarinin teskere sakalari..uzerinde 4-5 kisi varken þýnav çekmesi guzl bir hatiraydi:)ve o bu zulumle karsi karsiya iken ben kamera elimde goruntulemekteydim neyse ki kisa donem nisandan eylule saydiriyorlar uzun donemlerin vay haline:)Efe birseye cok sevindiginde mutlu oldugunda simardiginda segiledigi dil disarida cok simarik ve tatli bir gulusu var abartmiyorum Tekirdag-Istanbul arasi cocugun agzi kapanmadi dil iceri kahkaha aralarinda girdi:)))Gun boyunca babayi gozunun onunden ayirmadi tuvalete gidecegiz babaya donuyor el isareti esliginde bir de kekeleyerek "sen sen sen buyda bekle ben hemen geliyoyum":)yavrum tum telkinlerimize ragmen hep bir tedirginlik icindeydi baba ya yine giderse...

27/06/2006 "Babam menim babam"
Efe bekledigimiz darbe indirici sozlerine basladi:(Haftasonu arabayi yikatmaya verdik yuruyerek parkin onunden gecmekzorundayiz tam da oglenin sicagi hic oyle birsey dusunecegi aklimin ucundanbile gecmedi "bak cok sicak herkes evine gitmis, kimse yok "dedim,Efe de"baskanin (baskalarinin,herkesin anlaminda) babasi eve ditmis, menim babagok menim baba askey:((((deyince ne diyecegimi sasirdim su diyalogu cokseviyor hemen onu soyledim "babasi Efeyi cok ozledim diyor su askerlik bitsede hemen gelsem diyor"bunu duyunca hemen bir kahkaha atiyor soyledim amakahkaha atmadi:(Dun aksam da beraber yatiyoruz uyudu uyuyacak tam o sirada babasi aradi, 1dk sonra uyuyacak cocuk hemen kendine geldi aldi telefonu uzun uzun konustugok seviyo gok osledi sonra telefonu kapattik yattik yine yuzunde muthis birgulumseme ve "babam menim babam" evet oglum baban seni cok seviyor Efeyibenim icin op dedi diyerek optum o sirada patlatti bombayi"asker bitsinhemen geyiyo" deyip huzurla uykuya daldik:)

12/05/2006 "Yemin Torenine Gittik:)"

Hersey cok guzeldi:) 3 gun guzel bir ruyaydi ama ruyaydi iste, sanki 3 saniyede bitti:( her ne kadar gunlerdir disari icin hazirlik yaptilarsa da cok yagmur yagdigi icin toren iceride oldu, torene 10dk kala falan baktim disarida askerler gelmeye basladi,secmem zor olacak ama diyerek Efecik kucagimda kapidan bakayim dedim karsimda 186 adet yesilli kepli kel kararmis adam:)ben bos bos bakakalmisken arkalardan heyecanla bir el sallamasi bu kadar mi romantik olurmus:)ben de el salladim iceri girdik,cunku toren basladi baslayacak zaten herkes ister istemez bir disiplin icinde:) sonra baktim toreninin baslayacagi yok bir umutla tekrar disari ciktik bu sefer yavas yavas yaklastik veee babamiza kavustuk, anne babanin gozler nemli ama Efecik biraz cekingen hem opmek istiyor hem yanasmiyor garip bir ikilem icindeyken tekrar "aileler iceri lutfen" komutuyla yanindan ayrildik iceride ben anneanne ve dedeye gorusebildigimizi anlatirken Efe bi daa bi daa deyince dayanamadim tum engelleri asarak tekrar babamizin yanina gittik ama Efe kucagina gitmiyor Fatih kepini cikariyor tam bir turk sinemasi repligi ile "oglum babanim ben senin"deyip kucakliyor ve zaten tav olmaya hazir Efe bey meshur kahkahalarindan patlatiyor birden:) Efe icin cok degisik bir gundu:) iceride sancak geliyor karsilama icin herkes hazirolda, tabi Efe de:)bakti kimse kimildamiyor Efede de cit yok arada 30-40 saniye bir boslukta Efede bir gevseme sozkonusu iken yavrum "tufek omza" komutuyla tekrar hazirola gecisi gorulmeye degerdi:)keza istiklal marsimizda Efe once yanimdaydi sonra arkama gecti, olmadi arkamda annem var onun arkasina kafayi gomdu.Bu arada sevgili esim atis 1.si oldugu icin ayrica cagrilarak plaket ve odul aldi belirmeden gecmeyeyim:)ne yalan soyleyeyim cok gururlandim.
Dun de teslim etmeye goturduk tabi cok zordu, 5dk once arabada babayla kahkahalar atarken (hazirlikli olsun diye biz yemin toreninden beri Efeye surekli babayi buraya geri getirecegimizi, yola cikarken babayi askere goturdugumuzu soylememize ragmen)nizamiyenin kapisinda babayi opmedigi, opmesine izin vermedigi gibi gozgoze gelmemek icin kafasini cevirip durdu, surat 5 karis, sonra da bir turlu arabaya bindiremedik,neyse yolda uyudu uyaninca da normale dondu arkada dedesiyle oynayarak geldi:)

Tuvalet eğitimi mi o nedir?:))biz caktirmadan hallettik bile...


14/08/2006
Valla masallah diyeyim biz bezsiz doneme sancisiz sekilde sessiz sedasiz bir gecis yaptik:)Aslinda baba askerde diye bu konuda baski yapmam bu yaz ugrasmam diyordum ama Efe sinyalleri verdi ilk baslarda cisim geldi diyordu ama yaptiktan sonra:) sonra yarisi beze yarisi tuvalete donemi gecirdik ve su son sicaklar cok isimize yaradi yazik isilik oluyor diyerek altina koruyucu sererek artik batarsa da batsin diyerek bezsiz yatirdik ilk gece 1 kere tuvalete kaldirdik cok az yapti ondan sonraki 3-4 gece hic kaldirmadik kendi sabah 5 gibi cisim geldi diyerek uyandi bu surecte sadece 1 kere yatagimizi islattik onda da yine ben ise giderken kuruydu ama tam uyanma doneminde ya islattigina uyandi ya da uyanirken yetisemedi bilemiyorum:) bunun disinda masallah hic yatagimizi islatmadik gunduzleri de cirilciplak dolasti ilk 2 gun evin muhtelif yerlerini kucuk cisiyle guzellestirmis hatta birinde annem diyor baktim done done islak mendil araniyor bulunca pesinden gittim baktim diyor yaptigini temizlemeye calisiyor:) ondan sonra tek vukuatimiz yine 2.gunde bir kaka sorunsali oldu, korktu agladi ama biz gayet sakin cok dogal davraninca o da korkacak birsey olmadigini anladi ve bir daha bu sorunu da yasamadik.ilk 2-3 gun bu sekilde atlatirken disari cikmamiz gereken birkac durumda cesaret edemedim bez bagladim ama eve dondugumuzde baktim kuru sonra bundan cesaretle once yakin markete bezsiz gittik sonra dayisina derken bu haftasonu Harbiyede bir isim vardi ve bezsiz sekilde yola koyulduk masallah gittik isimizi hallettik yemek yedik ve kalkmak uzereyken oglusum cisim geldi dedi oradaki tuvaletten biraz urkse de alafranga ortusune oturmak istemese de( heralde bu ismi simdi ben uydurdum ama adi nedir bilemedim hijyen acisindan kullanilan alafranga ortu iste:)yapti orada hallettik sonra anneannesi ve annesinin osmanbey nisantasi turlarina eslik etti birara yine cisim geldi dedi onu da asli borek de ayni sekilde halletikten sonra evimize ulastik ve bir cagi kapatip yeni bir cag acmis olduk sansli babasi bu sıkıntılı donemi yasamadan gecirmis olmanin huzuruyla telefonda sevincini dile getiriyor:))) Sac trasi bugune kadar bir kere istemdisi oldu bir berbere kurban giden lule lule saclarimizda da hic giki cikmadigi icin babsi tras olurken oglusumun da saclari ucmustu:)simdi de saclarimiz ozgur sekilde uzuyor arada gozunun onune gelip rahatsiz olunca anneannesine kahkul kestiriyor aynanin karsisinda:)her banyo cikisinda da bornozunu giyip johnson baby oldum deyip ayna istiyor kendini seyredip guluyor:)

Cuma, Ağustos 18, 2006

13/10/2005 Efe tam gaz yaramazlikta:)

Terrible two bizim eve erken geldi galiba her aksam bir vukuat Efecik afacanliklara tamgaz devam ediyor,onceki gun 1 paket makarna heryere dagilmis vaziyette ve yarim litre aycicek yagi likir likir mutfakta yerlere dokulurken, dun de maci rahat seyredelim diye yemegi oturma odasinda yiyelim deme gafletinde bulundum ilk sokumu once Efe'yi masanin tepesine cikmis bulunca yasadim ve sonrasinda sofrayi babasi gelene kadar koymamaya karar vermistim baktim 15 dk falan gecti neyse unuttu galiba dedim fasulyeyi getirdim, baska birseyler daha getireyim diye mutfaga gitmemle sangir diye bir ses ayni ana denk geldi nasil odaya geldigimi hatirlamiyorum bir borcam dolusu zeytinyagli fasulye krem renk kanepemizde, borcam tuzbuz olmus sekilde halidaydi:))dusunun artik halimi iftar okundu ben hala kanepe siliyordum tabi bir yandan Efenin koslanin kopukleriyle oynamasini engellemeye calisarak...
bakalim bu aksam sari firtinam ne yonden esecek:)) sevgiler Sibel&Efe

Çarşamba, Haziran 21, 2006

Posted by Picasa Ya Rabbim ne tatli veletim ben ya:)))

Dun annemi cok guldurdum yine:)anneme sen hasta oldun diyorum sonra arabamla onu doktora goturuyorum "mamaaam gedik"deyip
"dur kımıjıya basiym kartı alalım,al adam para" diyorum annem cok guluyor halbuki ben sadece otoparka giriyorum:)
21/06/2006

01/02/2006 Emziği Bıraktık:))))
Cogunuz hatirlayacaktir Efe'nin emzik duskunlugunu ve emzikli resimlerini:)Sigara paketini azaltir gibi once 1 agizda birer ellerde 3 emzikliydik, sonra bir agizda bir elde 2 ye dustuk son 3-4 aydir da tek emzikleydik ve...
Sonunda mutlu sona ulastik 3 gun olmadan yazmak istemedim, ne olur ne olmaz diye (yine de tahtaya vurayim da:)Pazar gunu emzigi kaybettik, reel anlamda kaybettik,Allah'tan kaybettik, yoksa ben cesaret edemiyordum ya da memme memme diye aglamasina dayanamiyordum ama mecburiyet cok isime yaradi.Aksama kadar oyunlar, oyuncaklar oyaladik, uyku saati yaklastiginda tam 1 saat evin altini ustune getirdim ama yok yok bu arada birlikte ariyoruz egiliyor koltuklarin altina bakiyor, koltuk minderlerini kaldiriyor, arada camasir makinasinin icine birakir oralara bile baktik yok, bu arada silikon meraklisi oglum, son 2 aydir falan kaucuk emzige bir donus yapmisti memme diye aglayinca silikon olani veriyorum caresizlikten once aliyor 2 sn sonra cikarip atiyorbu arada biz de surekli bak yok kaybolmus oglum diyoruz, artik oyle uykusu geldi ki, kucagimda 30sn pisoisladim ve emziksiz sanirim ilk uykumuza daldik.Sabah 5 gibi bir ara sesler geldi baktim gozleri kapali emzik araniyor yatakta, eline arabasini verdim yine daldi, sabah uyandi sordu kayboldu ya annecim dedim,krese giderken sordu kayboldu annecim deyip biberonu tutusturdum eline,ogleyin okulu aradim hic aranmamis,istememis hattaarkadasinin emzigi yere dusunce ee deyip yikamasi icin ogretmenine veriyormus ogretmeni de yine Efe'ye vermis bakalim ne yapacak diye almis dogruca goturup arkadasina vermis:))aksam eve giderken 1 kere yine sordu ben yine kayitli mesaj gibi kayboldu ya annecim dedim bir daha sormadi eve geldik babasi gelince oyuncagini tamir etmek icin alet cantasini cikarmis Fatih bir ara canta ve Efeyi yalniz birakiyor veeee meshur emzik cantadan cikip Efenin agzina yerlesiyor ama zavalli oglusumun emzigini bulmasiyla kaybetmesi bir oluyor,karambole getirip hoop emzigi yok ediyoruz,gidiklanma
krizi,nenneler(arabalari) derken kacirdik emzigi gece uyku gelince yine ayni dialog ve dun hic sormadi,uykusu gelince de yastigini alip yere yatip uyudu:)))genelde de ya boyle yapar ya da yanina ben yatarim ama vazgecilmez aksesuarimiz olmazsa olmazdi ama maasallah artik onsuz da yasayabiliyoruz

23/09/2005 EFE’nin ilk ve insallah son dikişi
Merhaba Arkadaslar, Dun cok kotu bir aksam gecirdik, Allah beterinden saklasin diyoruz ama o anda insanin akli basindan gidiyor.Dun kuveti cifliyorum Efe de heveslendi kuvete girmeye calisiyor (bugune kadar hic kuvette yikanmadi hep kendi kuvetinde yikandi) ama nasil heveslenmek tirmaniyor, ayagini atmaya calisiyor zar zor baba gelince diye ikna ettim. Babamiz gelince de ilk kuvet deneyimimiz son derece mutlu sekilde noktalanmak uzereydi ki babacik Efe’yi tutuyor ben de son suyu dokuyordum 2-3 saniye sonra banyodan cikacaktik, babanin elinden kurtulmasiyla cenenin dusakabinin rayina gelmesi hersey 1 sn icinde oldu,cenenin alti yarildi, kaniyor ben (ki beni taniyan herkes cok sogukkanli oldugumu soyler ben de dune kadar oyle oldugunmu sanirdim ama insanin evladi sozkonusu olunca kendini taniyamiyor)bir o yana bir bu yana ne yapacagimi bilemeden bayilmak uzere gidip gelirken esim bir yandan kani durdurmaya calisiyor,bir yandan Efeyi giydiriyor bir yandan da beni sakinlestirmeye calisiyor.Bu arada Efe giyindi,canimin aglamasi bitti hatta tam uyku saati emziginin birini eline birini agzina goturup uyku moduna gecti ama biz apar topar sarip sarmaladik once Adatepe Kizilay'agoturduk (ben dikis yerine su bantlardan dusunmustum ama) oradaki nobetci doktor yara derin 5 gun falan kalmasi gerekir henuz kucuk cikartmaya calisir hem onda iz kalabilir, ileride askeriyeye girmek ister, model!!!olmak ister kiz cocugu degil mi? dedi!!! plastik cerrah tarafindan dikis atilmasi gerektigini soyleyip Kartal Egitim acile yonlendirdi, bir de sakın plastikcerrah dışında kimseye yaptırmayin, hemşireler ukalalik yaptiginizi dusunebilir ama israr edin dedi, bu arada esim abimleri aradi benim cok kotuoldugumu soyleyip destek kuvvet yolumuz uzerindeydiler zaten onlari da aldik(gercekten de iyi ki gelmisler)neyse kartalda sansimiza plastik cerrah vardive dikisleri o atti, 6-7 dikis oldugunu soyledi esim beni iceri almadi buhengame icinde Efecik o kadar sakin ki giki cikmiyor en son evde agladigikizilaydaki doktor, kartal acildeki 2 doktor bakarken sanki buyuk adamkafasini kaldirip gosteriyor onlar yarayi elleyip actikta benim icim aciyorama bizim efecikte masallah cit yok ta ki sedyeye yatirilip uyusturucuyapilana dek zaten o ara ben koptum:( hersey olup bitti, efecik bana birsarildi sarilisi o sarilis arabada uyudu ve sabah sanki hicbirsey olmamisgibi keyfimiz yerinde uyandik bbcprime'da teletubbylerimizi seyredip goodbye diyerek sutumuzu icip okulumuza gittik sadece bir ara eliyle bandajicikarmak istedi yok oglum cici olacak dedim bir daha ellemedi, biraz onceokuluyla da gorustum hersey yolundaymis,keyfi yerindeymis, Allah beterindensaklasin, insan daha sonra o hastane koselerindeki caresiz ana babalaridusununce kendinden utaniyor ama insanoglu yavrusunu o hlde gorunce de gozudunyayi gormuyor, hicbirsey dusunemiyor o an,duygularina engel olamiyoristeAllahim tum kuzucuklarimizi,tum cocuklari korusun

14/09/2005 Efe ve Emzikleri
Merhaba,
Efe'nin emzik duskunlugunden daha once bahsetmis miydim bilmiyorum ama bir agzinda, birer ellerinde 3 emzikle dolasmadan rahat edemiyor:( 1-2 hafta oncesine kadar biraz sinirlandirmayi basarmistik yatagina koyuyorduk uykudan once alabilecegini biliyordu ya da kazara etrafta bir emzik kalmissa sadece uykuya 15-20 dk kala yani uykusu geldiginde kendisi aliyordu.Ama yattigi yerde de yani uyurken de emzigi basucunda kalmali ki uykusunun arasinda eliyle yoklayarak agzina goturebilsin (gercekten cok komik gormelisiniz:)hatta artik hafiften konusabildigi icin bu aralar uykusunda memmi memmi diyerek araniyor gozler kapali...
Efe, su 8-10 aylikken bazi bebeklerde gorulen baglanma olayini, hani bazilari battaniyesine, ayicigina, belirli bir kiyafete baglanir ya Efe de o ara emziklere baglandi yani sadece emme ihtiyaci degil elinde tutmasi da ona guven veriyor hatta bir is yapacagi zaman benim elime guclukle sigdirabildigim 3 emzigi tek elinde tutabilme gibi bir yetenege sahip:)) son 1 haftadir emziksiz duramaz oldu alip sakliyoruz oyunlar oynuyoruz, dikkatini baska seylere cekmeye calisiyoruz anne baba her turlu saklabanligi yapiyoruz ama 5dk bos kalsa memmi memmi dolanmaya basliyor ve o kadar duygu somurusu ile agliyor ki birkac kere vermeyim diye cabaladim ama yok insanin ici parcalaniyor, doktorumuz emzigi birakmak icin cok dogru bir zaman secmeniz gerekiyor yani emzik bir defa gitti mi geri gelmez, ona gore kendinize guvendiginiz bir anda kati bir sekilde birakmalisiniz dedi ama ben o zamani bir turlu yakalayamazsam diye korkmaya basladim, bir yandan da belki anneyi emmeyi kendi biraktigi gibi bunu da kendiliginden birakir diye kendimi avutuyorum (Efe 16 ay emdi ve birgun kendiliginden, once emdi, sonra guldu memeyi itti ve yine guldu bir daha da hic istemedi) bu konuda bircok yazi okudum kendimi kandirmam icin sanirim hep lehimdeki yazilar aklimda kaliyor,bir dr psikolojisi bozulacagina agiz yapisi bozulsun diyor, bir yazida damaklilar 2-3 yas arasi da kullanilsa bir zarari olmaz deniyor ama ben bunun bir an once bitmesi gerektigini biliyorum cunku yazilarin genelinde sinir 2 yas ve Efe bu ayin 17sinde 19aylik olacak.ve isin kotusu babacik nisanda askere gidiyor ve o zamana kadar biraktiramazsak baba ozlemi vb psikoloji ile daha cok baglanip birakamamasindan korkuyorum(vee bomba haber esim de 5 yasina kadar emzik kullanmis hem de biberon emzigi olacakmis ille, hatirliyorum diyor arkadaslariyla oynarken gizli gizli arkasini donup emermis:((() kreste acaba guvenini sarsacak birsey mi oldu diyorum ama yok cok mutlu sekilde gidiyor, ogretmeniyle konusuyorum,iliskilerini goruyorum cok seviyor cuma ve pazartesi de yarimsar gun dahil bu haftasonu kayseriye anneanneyi dedeyi ziyarete gittik yani bu zaafiyetin arttigi donemler benimle daha cok birlikte oldugu zamanlara denk geliyor neyse oldukca uzatmisim, ozetle bu konuda yardimlarinizi, taktiklerinizi bekliyorum 1.5 yasindaki bir bicira karsi, ortalama 25!!:)) yaslarindaki onlarca teyze ile zafer kazanabiliriz umuyorum sevgiler emziksiz gunler dileyen Sibel&emziklerin kayboldugu anlarda koltuk minderlerini kaldirip memmi memmi diye aranan Efecik

06/09/2005
arkadaslar bebislerin gobusleri genelde yemek yiyince sisip kocaman olurtamam ama bunun bir olcusu var midir dun Efenin ki neredeyse yarim metre!!!onden gidiyordu tabi abarttim ama gercekten abartilacak derecede sisiyor vesertlesiyor bazen doktora acip sorsam mi diyorum sonra da amma dapimpiriklisin cocuk yiyor gobek de sisiyor diyorum kendi kendime ama Efeninac veya tok oldugunu 5 metreden anlayabilir durumdayim:))Maasallah Efe'ninzaten pek yemek problemi yoktu ama yuvadan sonra daha da istahlandisanirim(maasallahlari unutmadan)ogretmenleri yemek saatini biliyor yemeksaati yaklasinca kapiya gelip ac diyormus ve ust kata yemekhaneye cikalimdiye merdivenlerden yukari gosteriyormus, sabahlari sutunu iciyor, okulagidince kahvaltiya eslik ediyor ogle yemeginden once daninosunu yiyor, ogleyemegini silip supuruyor ikindi kahvaltisi ve muzunu yedigi halde eve gelirgelmez hemen cekmecesini acip biskuvilerini goturuyor, kuru uzumu her daimelinde bir kase ile dolastirilmakta ve aksam bizimle aksam yemegi de yiyorve buna ragmen cok tombik degil normal 50-75 percentile arasinda su anda18.5 aylik 18 ay kontrolunde 82cm ve 11,5 kg idiAllah'a sukur hicbir problemimiz yok yani bu bir rahatsizlik vermiyor, amaAllah korusun birseyleri atliyor muyum korkusu da yasamiyordegilim...Sizinkilerde durum nasil/nasildi?Annesi ile birlikte gobekproblemi yasayan minik Efe de buyudu ve artik biz de anekdotlaraktarabilir hale geldik:)ben-annecim neymis parola?Efe- ciyek(cilek genc odasi reklamlarini cok severek seyrettigi icin durupdururken reklamdan 1 saat sonra sorulmus bir soruydu)gecen pazar da kelime dagarcigi gelissin diye kelimeleri siralarken Besiktasdeyince ustundeki besiktas bodysini gosterdi ben bunun sokunu yasarkenduvardaki besiktas armasini gosterdi, hemen babasini aradim sen mi ogrettindiye hayir sadece birkac gun once besiktas onlugunu gosterip besiktasdemistim ama duvardakini hic gostermedim dedi ve Efe dolabina gidip tumBesiktas logolu kiyafetlerini ortaliga sacip tek tek tutup armalarinigosterdi:)))iste gercek Besiktasli budurrr dun sabah da arabanin teybinin basligini almis fotograf cekiyor, bir de sescikarmaya calisiyor:)kusura bakmayin gormemisin oglu olmus, yaptiklarini paylasmak istemis:))sevgilerSibel&bu aralar boyalara merak saran Efe
11/07/2005 EFE Okullu oldu….
eveeeet bugun itibariyle Efecik de okullu oldu ama tabi ondan cok bizi, o eylulun ilk haftasi saran heyecan sardi,onlugu yakasi kitabi yoktu ama oto koltugu,emniyet kemeri,nevresimi,cantasi (sanki her zaman canta hazirlamiyormusum gibi 10 kere kontrol ediyorum yok emzik kabi yok 2 body vs vs ) Sabah ne olur ne olmaz kahvalti yapmazsa diye biberonuna meshur muzlu ilk adim sutunu koydum elinde biberonu ile yola ciktik babacikla birlikte kresin bahce kapisina gelince yuzunde bir gulumsemeyle iceri girdik kresin kapisinda daha once 1 saat oynadigi 5-6 yas grubunun ogretmenini gorunce daha da mutlu oldu sonra kendi ogretmeni,kresin sahibi Saliha hn gelince ortam biraz kalabaliklasinca bacagimin arasina kafayi soktu:)(utaninca
yapiyor) sonra ogretmeni hadi yukari ciikalim bebeklerin yanina dedi ve guzelce kucagina cikti arkasina donup bize bakmadi bile:)Saliha hna dedim ben bugun sizi heralde oldukca rahatsiz ederim ne demek tabi arayacaksiniz dedi ise gelince aradim arkamizdan agladi mi diye yooo elinde biberonu keyfi yerinde dedi bakalim ara ara arayacagim:) evet Sedencigim bizim unonun bagaj kismini inceledim veeee evet onun da kemer hazirligi vardi ama emniyet kemeri tam istedigim gibi olmadi cunku ortada var ve kemer sadece belden baglanabiliyor yani yukaridan gelis yok mekanizmayi koyacak yer de yok:( ama koltugu tutuyor mu tutuyor, saglam sayilir mi sayilir diyerek yeni araba alana kadar idare edecegiz:( bu arada oto koltugu bébéconfort Iséos TT aldik biraz tuzlu oldu ama yan kafaliklarin ve yan korumalarin da (kol konan yerlerin ornegin kisin kalin giysileriyle oturdugunda dusunulerek) acilir kapanir olmasi ve digerleri arasinda en egimli yatar pozisyona sahip olmasi ve biraz daha yumusak olmasi tercih nedenim oldu arayis icindekilere...
http://www.joker.com.tr/otokoltuk.html

23/05/2005 EFE “Baba” dedi

Fatih yine yurtdisinda chicagoda ve Efe "baba" demeye basladi ama ilk bilincli kelimesi "cisss" turkce karakter kullanmadigim icin yanlis anlamalara yolacmayayim hayir henuz idrar yollarindaki hareketleri haber vermiyor:) sadece tehlikeli olaylarda kendini ve bizleri ikaz ediyor:)) ve cici deyip yuzunuzu oksuyor ve son bombasi haftasonu kendine araba aldirtmasiydi kucagimdayken birdenbire sonsuz bir istekle asagi inmeye calisti ben arkam donuk oldugu icin oyuncakciyi gormemistim bir hizla inip oyuncakciya kostu ve jip tip Allahtan plastik olup cok pahali olmayan bir arabanin direksiyonuna yapisip cilginca cevirip kornasina basmaya basladi ama bir oyuncaga bu kadar sevinen bir cocuk gormemistim ama ben de onun yanindaki ferrari tipi(serde rallicilik var ya) arabayi almak istedim ona oturttum ama yok illa ki diger araba olacak ferrariden jipe sarkmaya basladi ve nitekim istedigini aldirtmayi basardi Ama bu sefer de tabi arabadan inmiyor zorla kucagima aldim ama debelenmesini gormeliydiniz anneannesi arabayi alip bak oglum eve goturuyoruz telkinlerini ardarda siralayinca ikna oldu(bkz F.Kocak damari)
14/10/2005
yoksa oglumu dahi sanmaya devam etsem mi acaba, insana gurur veriyor da:))ama acaba normal mi, zaten bu donemde yapmasi gerekir mi diye de bilgi ariyorum tabi:))
Efecik henuz (3 gun sonra)20 aylik algilama/hafiza cok iyi maasallah, okulda da ogretmenleri de gelisiminin 8-10 ay ileride oldugunu, ozellikle komutlari algilamasi ve uygulamasi, bana siz belki cok farkedemezsiniz ama diger kendi yasitlari arasinda oyle sivriliyor ki diye soyluyorlardi evet biraz ileriden gittigimizin farkindaydik ama belki musteri pohpohlamasi olabilir diyordum.Ama bugunlerde gercekten benim de dikkatimi cekiyor bazi seyler ve gelisimi ile paralel seyler mi tereddutteyim
ornekler:
her sabah okula giderken championsa'yi gorur ve market diye bagirir bunu (her ne kadar 17 ayliktan itibaren yapsa da) normal karsiliyordum, dun uzaktan binanin tepesinde mopas yazisini gosterip market dedi hadi dedim yolu ogrenmistir ondandir dedim ama minibus yolu uzerinde daha once hic gitmedigimiz migrosu gosterip market deyince,shell,bp,opet farketmedi benzinlikleri gosterip benzinlik demesi eve gelince tezgahin altinda (disaridan seker gozukmuyor sadece uzerinde balkupu alogo isim var) toz seker posetini gosterip seker seker deyip ve onu degilde yukaridaki dolaptan kesme sekeri istedi:)
2-3 haftadir sag ayak sol ayak hic hatasiz gosteriyor
her "dizi atvde izlenir" lafini duydugunda atv diyordu simdi kanallari zaplarken atvyi gorunce atv diye bagiriyor
neredeyse yurumeye basladigindan beri otoparkta yere birakiyorum o kadar arabanin icinde (sadece rengi biraz koyu olmakla beraber ayni marka araba olmasina ragmen) bizim arabayi secer, daha hic iskalamadi
kiyafetleri,esyalari roll-onlari bile annenin babanin diye ayirip gosterir
kopek ne der, kus ne der, horoz ne der hepsine dogru cevabi veriyor
29/03/2005 Yas 1 Gol 1
Oglusum dun ayakkabiligi uzerine devirdi:(( hersey 15 sn icinde oldu tam kapidan cikmak uzereyiz Efe antrede annem salondan telefonunu aliyor ben odadan uzerime birsey aliyorum ki bir gummm!!! Tabi kostuk ve sonradan gorduk ki ben zaten elimde ne varsa etrafa firlatmisim, Efe ayakkabilar arasinda sirtustu yerde yatar vaziyette saskin korkmus agliyor:((Ama Allah gercekten koruyor bu kuzulari ayakkabilikla Efe arasinda 8-10cm ya var ya yok, gozunun altinda ve ustunde birer kizariklik sanirim ayakkabi gelmis cunku ayakkabilik gelse kesinlikle daha kotu olurdu Bu arada bizi sasirtmaya devam ediyor, gecen Pazar (Carrefour'dan alisveris sonrasi verilen, galiba kanal D'deki, kirmizi noktaya tutulan promosyon aparati zimbirtisi ne ad verecegimi bilemedim var ya babası onu tv'ye tutmustu sansimiza cikan 7ytllik bir kupon(evet belki bu kelime olabilir) vardi, bu Pazar da Efe esimin cuzdanini bulmus karistiriyor, kartlarin arasindan sen o kuponu bul git televizyonun ekranina tut sok olduk sadece 1 kere gordu, uzerinden 7 gun gecti Fatih'in elinde kac saniye ne kadar gordu, cuzdandaki diger seylerden ayirdecek gozlemi ne zaman yapti?!??!!!
Dun de annem makineden camasirlari cikarmis sepete koymus banyoda Efe de banyodan al getir birtanesini askiya as ve siki durun kendi coraplarini tek tek secip kaloriferin ustune koymus!!!
Gozlemci yaramaz oglusumun tam 1 sene once bugun 40'i cikmisti simdi haberlerini verebilir duruma gelmisim en kisa zamanda bidir bidir konusmalarini da anlatabilme umuduyla sevgiler

17/01/2005 EFE YÜRÜYOOOOOOR:)

(Yanda gördüğünüz resimden 3 gün sonra, tam 11 aylıkken yürümüşüm:)
Eveeet iyi mi oldu kotu mu bilmiyorum ama :)) Efecigim artik yuruyor...Ersin dayisi geldi,ben bugun yegenimi yürüteceğim dedi ve yürüttü:))Allahim aksam halini gormeliydiniz(her calisan anne gibi ilk adimlarini kacirirsam diye cok korkuyordum ama oglusumun dogru zamanlamasiyla bu isi de hallettik:) nasil kahkaha atarak neredeyse kosarak yuruyor 1-2 saniye dengesini korusun diye kucagima alip duzgun birakayim diyorum havada ayaklari pedal cevirir gibi ve biraktigim an kurmali bebek gibi bir gidisi var hepimizi gulmekten yerlere serdi, her koltukta biri var ordan oraya kahkaha atarak eller havada, toto bidir bidir cok tatliydi:) yuruyordu, bir ara durabildigini farketti ve salonun ortasinda O cizmeye basladi:))

Perşembe, Haziran 15, 2006

Efe Koçak'ın 40 Haftalık Seyahatnamesi(Hamileler için detaylı hazırlanmıştır:)

Canımın içi, Babacıkla 1997 yılında, üniversitede tanışmıştık. 1998'de birlikteliğe dönüşen bu arkadaşlık 2001 Ekim ayında evlilikle sonuçlandı. Babanın askerliğini yapmamış olmasından dolayı (hala yapmadı, 2006 Nisan’da seninle birlikte asker yolu gözlemeye başlayacağız) seni 2007 civarlarında beklerken; 2004 yılının Şubat ayının 17’sinde çıkıverip geldin, ne de iyi ettin...Senin varlığından haberdar olduğumuzda tarih 20.06.2003, yer Aksaray'dı. Bir hafta sonu kaçamağı yapmak için Aksaray'da babaannenlerde buluşmak üzere biz İstanbul’dan, anneannen, deden, dayın, yengen, Utku ve Ekin de Kayseri'den yola çıkmıştık. Ama bir gariplik vardı, yıllardır uzun yolculuk yapan benim yani annenin hiç olmadığı şekilde ayakları şişmişti ama ne şişmek; tombiş tombiş bebek ayakları gibiydi :))) Hatta otobüsün mola verdiği yerde sevgili babacık (tabi o zaman baba adayı olduğundan bihaber) otobüslerin yıkandığı yerde hortumla ayaklarımı ıslatıyordu :))) İşte bu şişlik ve tabi tıbben birkaç uyarı ile birlikte soluğu Aksaray'da bir poliklinikte aldık, tereddüde tahammülüm olmadığı için kan testi yaptırmıştık. Sonucu almaya gittiğimizde eline raporu alan görevli “istiyor muydunuz?” diye sorunca kalakaldık! Öyle bir edayla sormuştu ki sanki “istiyordunuz ama maalesef” der gibi. Allah'tan daha biz bir yanıt veremeden, “pozitif” dedi ve evet hamileydim. Her ne kadar plansız ve zamansız olsa da, senin varlığın beni ve babanı o kadar mutlu etmişti ki şaşkın vaziyette birbirimize sarılıp gülüyorduk :))) Zaten bu şaşkınlık sen doğuncaya kadar da sürdü sanırım :))) İsim sorunu hiç yaşamadık, ismin taa 1999’dan beri hazırdı zaten; Fatih'in F’si: “Ef” Sibel'in S’si: “Es”, “EFES”. Ama bira markası olmasından S’sini kaldırıp soyadımız ile de anlamca uygun “EFE” kararı çoktan verilmişti. (Gerçi bira olmadı, rakısı çıktı). Ve ikimiz de erkek olacağından o kadar emindik ki, bizi yanıltmadın :))) Birlikte çıktığımız bu hamilelik yolculuğunda sen pek farkında değildin ama sonlara doğru annecik biraz yorgunluk belirtileri verdi. İlk 3 ayımız Mayıs, Haziran, Temmuz sıcaklar, sürekli hafif bulantılar (sabahları yoğun yerine, hafif ama sürekli) ve halsizliklerle geçti. İkinci üç ayımız sonbahara denk geldi ve evet hep bahsedildiği gibi en rahat dönemimizdi. 21 Ekim’deki evlilik yıldönümümüzde babacık elinde senin ilk Prima’nla karşımdaydı :))). Üçüncü 3 ayımızda sorunlar baş göstermeye başladı. Allah'a şükür ki seninle ilgili bir problemimiz yoktu, sen sabırsızlıkla gittiğim her kontrolümüzde kıpır kıpır bize pozlar veriyordun, doktorumuz uzun bacaklı bir afacan olacağını söylüyordu hep. Ancak annecikteki demir eksikliği, yorgunluk gözlere vurmuştu ve geçici yarı görme kaybı yaşadım (nadir de olsa bazı göz damarları hassas kişilerde hamileliğin sonlarına doğru olabiliyormuş). Sen henüz 32 haftalıktın, doktorumuz eğer 35-36 haftalık olsaydın seni çıkaracaklarını söyleyip hemen doğum iznime çıkmam gerektiğini bildirdi. Apar topar izne ayrıldım, haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz anneannen ve deden yardım için Kayseri'den geldiler. Böylece birlikte büyümeye evimizde devam ettik. Evet, toplamda 15kg almıştım, artık nefes almakta zorlanıyordum, sırtüstü yatmayı özlemiştim ama senin gelişin bunların hepsine değerdi canım oğlum. İzinle birlikte o tadına doyulmaz hazırlıklarımız başladı; anneannenle elimiz kolumuz minicik minicik eşyalarla alışverişten dönüp, onları toz bebek sabunları ile yıkayıp ütüleyip kaldırırken kaç kere alıp kokladığımı, minicik giysilerle dolu çamaşır askısını uzun uzun seyredip kaç kere senin hayalini kurduğumu hatırlamıyorum. Sen evimizin tek eksiğiydin ve gelişinle hayat anlam kazandı; coşku, mutluluk, huzur... Aile terimleri cümle içinde kullanmaya gerek kalmadan anlatılabiliyordu artık bizim evden. Gelelim doğum kısmına... Doğum tarihi olarak 18 Şubat deniyordu ama tabi +3 gün olabilirdi. Senin “sayı” takıntılı annen hayırlısıyla tek sayılı bir günde doğar diye dua ediyordu. Son 2-3 haftadır her an gelebilir diye beklerken bir türlü aşağıya inmiyordun, artık nefes almakta oldukça zorlanan, kocaman şiş bir buruna sahip, kocası yurtdışına çıkacağı için babacık doğumda bulunamazsa diye korkan annecik, son kontrolümüzden 1 hafta önce doktorumuz Birsen Hanım'a acaba sezaryenden mi sana bilet alsak diye sormuştu. Ama aldığım yanıt kısa ve kesindi; “hayır, bu zamana kadar her şey sağlıklı ve normal, doğum da normal olsun.” Böylece 1 hafta daha geçti. Bu arada son 2-3 hafta dışarıda öyle bir kar, fırtına vardı ki anneannenle her geceyi dualarla atlatıyorduk. O kardan, fırtınadan sonra 17.02.2004 tarihinde sanırım sen geleceksin diye hava o kadar güzel açtı ki; insanın içini ısıtan güzel bir kış güneşi ile bahardan kalma bir günde Ersin dayın ve anneannenle birlikte önce anneannenin safrakesesi taşı için ultrasona, oradan da kontrolümüze gitmek için yola çıktık. Ultrasonun iyi haberini alıp doktorumuza gittik ama bu sefer kararlıydım; artık sana kavuşmak istiyordum. Babacık da ertesi gün yurtdışına çıkmak zorundaydı. Suni sancıyla da olsa gelmeliydin artık, hem 40 haftanın dolmasına 1 gün kalmıştı. Birsen hanıma suni sancıyı, babanın gideceğini söyleyince “tamam” dedi. “Önce ultrasonla bebişi, sonra muayene ile rahmi kontrol edelim, bakalım her şey yolundaysa Efe Bey'le tanışalım artık” dedi. Ulrasonda her şey iyiydi ama muayenede benim kemik yapımın senin gibi tombiş sayılabilecek bir bebişi doğurmaya elverişli olmadığını, vakum gerekebileceğini hatırlatıp, “madem babacık da yarın yurtdışına çıkacak, bugün sezaryenle gelsin artık Efecik” deyince biz tabi tatlı bir heyecan ve şokla doktorumuza bakarken; aç olup olmadığımı, ne zaman yemek yediğimi sordu. Saat öğlen 13:00’tü ve 4 saat aç kalmam gerektiği için “17:00’de alalım” dedi. Biz “ne, ha, ne oluyor?” derken eve varmıştık bile. Tabi bu arada babacık ve dedecik arandı, babacık şok vaziyette telefonu kapatıp yola çıktı. Ben eve gelir gelmez her gün haber soran tüm akraba, arkadaş, eş dosta haber verip bavul hazırlamaya başladım ama bizimkini değil babanınkini :))) Bizimki yaklaşık 1 ay öncesinden hazırdı zaten. Ve birlikte, tek vücutta son banyomuzu yapıp sanki bahardan kalma, pırıl pırıl güneşli bir havada sahilden hastaneye gittik. Ne kadar heyecanlı olduğumu yazıya dökemeyeceğim, bunu sadece anneler ve babalar anlayabilir sanırım. Hastaneye vardığımızda bizi bekliyorlardı zaten, bizi bir odaya aldılar. O meşhur ameliyat önlüğünü giydirip, sonda takarak sedyeye aldıklarında sanırım şoktan zaman o kadar çabuk geçti ki bir anda kendimi asansörün kapısında dayını, anneanneni ve babanı öperken buldum. Onlar da diğer asansörle aşağıya indiler ve son olarak ameliyathanenin kapısında el salladıklarını gördüm. Ameliyathaneye girdiğimizde ben hep doktorumuz, 1-2 asistan, hemşire, çocuk doktoru yani 5-6 kişi olur zannederken; çalışkan karıncalar gibi oradan oraya koşturan 8-10 tane medikal personel görünce şok düzeyim biraz daha artmıştı. Beni sedyeden alıp masaya yatırırlarken bir taraftan bir doktor bacağıma soğuk bir şeyin değeceğini, sağdaki arkadaşın narkozu vereceğini, bebeğin etkilenmemesi için vücuduma bir boya süreceklerini vb. olacakları anlatıyordu. Diğer tarafta biri tansiyonumu ölçüyor, biri örtü geriyor, örtünün arkasından “ce” yapan doktorum da bana “merhaba” derken son olarak içimden “neyse en iyisi ben gözlerimi kapatayım, bir şey görmeyeyim” dediğimi hatırlıyorum. Ve sonrası… Narkozdan ayılırken “düzgün nefes al” direktiflerini duyuyordum ama uygulayamıyordum. Sürekli boğulurcasına garip sesler çıkarıyordum. 15-20 saniye sonra düzeldiğimi ve “sağlığı nasıl, sağlığı nasıl?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Bu arada “iyi” cevabı alıyordum ama yine de sormaya devam ediyormuşum. Aynı zamanda ameliyathaneden çıkarılıyordum ve kapıda annemin “çok tatlı ve sağlıklı bir bebek” dediğini duydum ve rahatladım. Odamıza çıktığımızda zor konuşuyordum ama “odayı değiştirmişler” diyebildim. Doktorlardan biri “daha sedyedeyken değişikliği fark edebiliyorsa çoktan ayılmış gözünüz aydın” dedi gülerek ama yine de bebişimi o saniyede göremedim; ben gelmeden az önce bebek odasına götürmüşler. Konuşmak istiyordum ama halim yok gibi konuşamıyordum, biraz dinlenmem gerektiğini söylediler. 10-15 dakika sonra ise dünyanın en güzel bebeğini verdiler kucağıma. 4,040gr ağırlığında, 51cm boyundaki en kıymetli hazineme sahip olmuştum sonunda... Babacıkla bir birbirimize bir bebeğimize bakıp hiçbir şey söylemeden gülüyorduk, o anki mutluluğu tarif etmek imkansız, o yüzden kendimi zorlamayacağım. Abidin Dino mutluluğun resmini yapabilseydi bile bu, yeni doğum yapmış annenin bebeğini kucağına aldığı andaki mutluluğun resmi olamazdı. Ve şimdi benim biricik oğluşum 1,5 yaşında, okullu bir delikanlı. Anneannesinin her zaman herkes tarafından övgü ile söz edilen bakımıyla 16,5 ayına gelen afacanımız, anneannenin rahatsızlığı nedeniyle doktoru tarafından bebek bakımı yasaklanınca okullu günlerine başlamış oldu. Her geçen gün bekar arkadaşlarımızı evliliğe bir adım daha yaklaştıran, herkesin bir anda sevgilisi olmayı başaran tatlı bıcırığımız okulunun da maskotu olmuş durumda. Allah'ım tüm isteyenleri ana baba yapsın, dualarını kabul etsin...Tatlı oğlum, canım Efe'm, canım oğlum, Allah'ım o güzel gözlerini her zaman güldürsün; sağlıklı, huzurlu, mutlu, neşeli, başarılı bir hayat sunsun sana sevdiklerinle birlikte geçireceğin uzun ömründe. Ve sana senin gibi evlatlar, torunlar versin yüce Rabbim bizim mutluluğumuzu tat diye...Anneciğin Sibel Koçak

Not:Bu yazı 27/09/2005 tarihinde http://www.annelergrubu.com/ da yayinlanmistir. Posted by Picasa